3 Mart 2012 Cumartesi

DAHA DÜN BAYILIYORDUN, NE ZAMAN AYILDIN HEMEN?

   İsyan etmek istemiyorum. Genek olarak halimden memnunum ama sanki bir şey unutulmuş, eksik bırakılmış bende. Allah'ım her şeyi çok güzel yarattın da bana azıcık olsun niye şans katmadın. Uğraşıyorum, uğraşıyorum şanssızlığım yüzünden her şey mahvoluyor.
    son olarak bizim kasabanın zenginlerinden, müzmin bekarlarından,kasabadaki diğer erkeklere oranla en yakışıklı sayılabilecek BAY KIRO bana bayılıyormuş. 4 aydır kahve içelim die ısrar ediyordu. Takmıyordum, her seferinde bahane buluyordum. Geçen hafta yine aradı;
(Bay Kıro)- Kahve içelim mi?
                 - Ben kahve sevmem.
(Bay Kıro)- Başka bişey içeriz o zaman.
                 - Canım başka bişey de istemiyorki.
(Bay Kıro)- Senin derdin ne? Sadece konuşuruz o zaman, işten çıkınca msj at.

Kapadı suratıma telefonu, artistliğe bak ya. Ben de salak gibi sabah işe gelirken topuklu ayakkabılarımı yanıma almıştım, biliyordum çünkü arayacağını. İşten çıktığım gibi koşarak Esmer şekerlerin evine gidip hazırlandım, süslendim. topuklu ayakkabılarımı da giydim tabi. Çünkü adamın boyu uzun yanında küçücük kalmak istemedim. Beni almak için arkadaşın evinin önüne geldi. Fakat arabadan bile inmedi.Salak gibi açıp kapıyı oturdum yanına, gittik bir yere oturduk.

(Bay Kıro)- Ee anlat bakalım neden istemiyorsun?
                  -Çünkü hiç mantıklı değil, yani ikimiz olmaz gibi.
(Bay Kıro)- Nedenmiş o?
                 - Sen evlenmeyi düşünüyorsun, ben istemiyorum daha, yani çok erken benim için.
(Bay Kıro)- Plakacı Neşe ( kasabanın kız kurularından birisi) gibi evde mi kalcan ıhı ıhı ıhı
                 - konuyu saptırma, ben hala okuyorum, hala uğraşıyorum hayallerim için.
(Bay Kıro)- Okucan da nolcak sanki, burdan geçen herkes işletme mezunu.
                 - Bir şey olmasa bile en azından okulu bitirdim, elimden geleni yaptım derim.
(Bay Kıro)- yaww bırak bu işleri, ben lise 1'den terkim ama ağzım iyi edebiyat yapıyor. Okumakla olmuyor her şey.
                -Offfffffff Evlenip kasabada mı oturcam ömrümün sonuna kadar?
(Bay Kıro)- Evet, insan sevdiğinin yanında olunca nerde olduğunun ne önemi var.
                  -Annenle altın günlerine giderim artık.
(Bay Kıro)- İstemezsen gitmezsin.
                  -Dantel örerim sıkıntıdan.
(Bay Kıro)- İstemezsen örmezsin.
                  - Sen benden çok uzunsun.
(Bay Kıro)-  Topuklu ayakkabı alırım ben sana.

Böyle böyle delirtti beni. Müziği son ses açmalar, arbanın arkasında renkli ışıklar yanıyor pavyon gibi, yanıp yanıp sönüyor.Arka koltuklara kuru kafa maskeleri takmış.

    Daha sonra tüm ısrarlarına rağmen olmaz diyerek kurtuldumki. Kızlara olayı anlattım. Manyak mısın sen! Evi var, parası var, yakışıklı ayrıca kıro erkek iyidir. Kabul et bi dene bakalım falan kafamı karıştırdılar benim.  O akşam ' napıyosun ' dye msj attım ama cvp yok. Daha sonralarda ise ' işim var'    ' müsait değilim'   'fenalık getirdin' gibi şeyler yazınca iyice kafam attı.Daha dün bayılıyordun, ne zaman ayıldın Allah'ın kırosu. Sevgilisi varmış üstelik, tam 4 günde bulmuş yani .Bu olay da böyle hüsranla sona erdi. Biraz fazla kötüledim sanırım ama kalbi temiz gibi, yanındayken zaman çabucak geçmişti,hep güldürmüştü beni,arkadaşlarımı evlerine kadar bırakmıştı.  Hayalimdeki erkek değildi.  Bye Bye Bay Kıro, mutluluklar...........

4 Şubat 2012 Cumartesi

KARŞIYIM HER ŞEYE

   Ne kadar zormuş büyümek, insanların kötü olduğunu farketmek ve onlarla mücadele etmeye çalışmak. En büyük hayalim; hiç kimseye söylemeden yanımda bir valizle arabama atlayıp nereye gideceğimi bilmeden yola çıkmak. Küçük bir sahil kasabasına yerleşip orada yaşamak. Herkesten uzak, tüm geçmişim ve tüm sorunlarımdan uzak. Her şeye yeniden başlamak... 
   Olmayacak biliyorum. Bunu yapabilmem için umursamaz olmam lazım. Bense her ihtimali deli gibi düşünüp ne yapacağıma karar vermeden olduğum yerde sayıyorum. Ben buraya ait değilim, burda mutlu değilim. Küçücük bir baskı bile beni mutsuz etmeye yetiyor. özgür olmalıyım, istediğim zaman kalkıp istediğim zaman yatmalıyım. istediğim zaman çalışıp istediğim zaman harcamalıyım.
  Kurallar düzenle birlikte mutsuzlukları getiriyor. Ve hiyerarşi, statü...İnsanların paralarına göre sınıflandırılmaları ne iğrenç bir şey. Paran varsa gücün var, ya vicdanın?
   Tüm düzene karşı gelmek istiyorum.
    Kadınların ezilmesine,
    siyasetçilerin güzel ülkemin geleceğini mahvetmesine,
    fakirlerin yok sayılmasına,
    Her şeyin yanlış olduğu bir yerde mi yaşıyoruz, yoksa biz mi yanlış yerde doğduk..............

4 Ocak 2012 Çarşamba

KİM, KİMCİK, KİMSESİZ

 Günlerdir yazmaya çalışıyorum,olmuyor. Anlatmak istediklerimi yazamıyorum. Bu akşam karar verdim, saçmalasam da yazacağım. Gözlerimi kapatıp yok olmak istiyorum. Ufacık taneciklere bölünüp ılık bir esintiyle farklı yerlere savrulmak. Önceden yaşamasam da hissederdim. Gittikçe duygularım da yok oluyor. Sevemiyorum, acıyamıyorum, kızamıyorum... Umursamazlık var sadece, belki de bıkkınlık. Aşık olmayı özledim, heyecanlanmayı, meraklanmayı; aşk için ağlamayı, üzülmeyi bile özledim. Aslında insan sadece aşık oluyor. Kime aşık olduğunun, kim için üzüldüğünün bir önemi yok. O 'kim' sadece bir araç. Aşık oluyor, heyecanlanıyor, üzülüyor sonra sıkılıyor. Ardından başka bir 'kim' geliyor onun için de aynı şeyleri hissediyor. Allah hiç kimseyi 'kimsesiz' bırakmasın Bol 'kimler' bol aşklar diliyorum hepiniz için yeni yıldan...

7 Aralık 2011 Çarşamba

AŞKA İNANMAK

   Tüm kapılar kapandı sanki şimdi. Karanlık bir odanın içinde yapayalnızım. Aralanan kapılardan ise eski, yıkık bir virane görünüyor.Altın kaplı kapılar yok artık. Fazlaydı onlar benim için, abartılı, kimliksiz. Tercih etmedim o yüzden.
   ( Gerçek aşk kalmamışmış; eskidenmiş masumluk, güzellik.) Aşkın eskisi yenisi olur mu hiç. Napalım eskiyi yaşayamıyoruz diye yenide mahkum kalıp kabullenelim mi aşkın yokluğunu. Ben aşka inanıyorsam hala, eminim bir yerlerde benim gibi düşünen vardır. Kırkıma da gelsem gerçek aşkı bekleyeceğim ben...
  Aşka inanmanı bekleyerek  Sevgilerimle  TG.

3 Aralık 2011 Cumartesi

KÜÇÜK MUTLULUKLAR YARATMAK

  O kadar basit ki hayatım, yarın neler yaşayacağımı biliyorum. Birazcık değişse, birazcık şaşırtıp gülümsetse beni bu hayat ne olur sanki.  Her sabah aynı saatte kalkıp,aynı yere gidip, aynı işleri yapmak. Aynı saatte işten çıkıp aynı insanları görmek. Bir kaç dostum var, bir kaç arkadaşım mı dostum mu emin olamadığım insan, bir çok da arkadaşım var. O kadar bunaldım ki artık, hayatımda farklılıklar olsun diye odamdaki eşyaların yerlerini değiştirdim. Dün birkaç kitap sipariş verdim heyecanlanayım diye. Bugün kitaplarım geldiğinde gerçekten de heyecanlandığımı farkettim, kendimi kitapları koklarken, onlara gülümserken buldum. Seviyorum kitapları ne yapayım, hele eski kitaplara bayılıyorum.  Elbise giydim bugün, kendimi daha iyi hissetmek için. Kendim için bu kadar çabalarken niye hala hiçbir şey değişmiyor. Eksiklik var işte biliyorum.
  Ben küçücük dünyamı güzelleştirmeye, kendimi iyileştirmeye çalışırken sen nerdesin, yanımda oldun mu hiç...
  Ben küçücük dünyamda sana kocaman yer açarken sen sana verdiğim değerin farkına varamayacak kadar körsün. Buğulu gözlerini çek üzerimden, bana bakmaya bile hakkın yok aslında senin. Kendini, sorunlarını anlatmaktan vazgeç artık ve bir an olsun beni anlamaya çalış.
  Benim her şeye cesaretim var ama senin bu cesareti haketmeyecek kadar korkak biri olduğunu bildiğim için susuyorum, büyümeni bekliyorum...